Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e Tahliye Kararı: Ancak Cezaevi Kapısı Henüz Açılmadı
İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olan Esenyurt’un Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında verilen tahliye kararı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ancak karar, cezaevinden çıkışı için yeterli olmadı. Özer, farklı bir dosyadan tutuklu olduğu için cezaevinden tahliye edilemeyecek.
Terör Soruşturmasında Tahliye: Ancak Yolsuzluk Dosyası Kapıyı Kapalı Tutuyor
CHP'li Belediye Başkanı Ahmet Özer, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlaması kapsamında açılan davada ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istenen Özer için mahkeme, beklenmedik bir karar vererek tahliyesine hükmetti. Ancak bu karar, özgürlük yolunu açmaya yetmedi. Özer, Aziz İhsan Aktaş'ın itirafçı olduğu yolsuzluk soruşturması dosyası kapsamında tutuklu olduğu için Silivri Cezaevi’nden çıkamayacak.
Tahliye kararına rağmen Özer hakkında yurtdışı ve şehir dışına çıkış yasağı getirildi. Bu durum, siyasette yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de hazır bulunduğu duruşma salonunda verilen karar, destekçileri tarafından temkinli bir sevinçle karşılandı.
Yargı Süreci: PKK/KCK İddiası ve Gizli Tanık İfadeleri
Ahmet Özer’in yargılandığı davada, özellikle gizli tanık “Hermes”in ifadeleri dikkat çekiyor. Tanığın anlatımlarına göre Özer, PKK/KCK terör örgütünün Avrupa yapılanmasında yer alan Cemal Kavak’la İstanbul Esenler’de gizli bir evde buluştu ve örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere maddi destek sağladı.
İddialar bununla da sınırlı değil. Aynı gizli tanık, Özer’in kırsal alana gönderilecek örgüt üyeleri için gerekli finansmanı sağladığını ve bu amaçla bir iş insanından maddi destek sözü aldığını ileri sürdü. Bu destekle yaklaşık 10 kişinin Van, Lice ve Nusaybin güzergâhları üzerinden kırsala ulaştırıldığı öne sürüldü.
HTS Kayıtları ve MASAK Raporları: Finansal Trafik Mercek Altında
İddianamede yer alan HTS kayıtları ve MASAK raporları da Özer’in aleyhine gösterilen deliller arasında yer aldı. 23 Kasım 2023 ile 23 Ocak 2024 tarihleri arasındaki iletişim trafiği incelendiğinde, 135 farklı suç unsuruna rastlandığı belirtildi. Öte yandan, Özer’in hesabına yüklü miktarda para girişleri olduğu, bu işlemlerin açıklamalarının ise genellikle belirsiz ya da kodlanmış ifadeler içerdiği ifade edildi.
MASAK raporuna göre, 29 Mart 2024 tarihinde Ahmet Özer’in hesabına "Muhammed Sertaç Özçoban talimatla yatıran" açıklamasıyla 1 milyon 289 bin TL’lik döviz karşılığı meblağ yatırıldığı tespit edildi. Bu para transferlerinin, soruşturma kapsamında örgüte finansal destek şüphesiyle değerlendirildiği bildirildi.
Tanık İfadeleri: Çelişkiler ve Tartışmalar
Duruşmada dinlenen tanık ifadeleri arasında dikkat çeken isimlerden biri Erkan Çakır oldu. Çakır, sosyal medya paylaşımlarında Özer’i "PKK destekçisi" olarak nitelendirdiği için hakkında hakaret davası açıldığını belirtti. Ayrıca Özer’in kendisine 70 bin TL’lik bir uzlaşma teklifinde bulunduğunu fakat bunu kabul etmediğini iddia etti. Özer ise bu iddiaları kesin bir dille yalanladı ve Çakır için “Kamuoyunda meczup olarak tanınan, iftiracı bir şahıs” nitelendirmesinde bulundu.
Bir diğer tanık Aladdin Erdoğan ise, Özer’i Eğitim-Sen şube başkanlığı döneminden tanıdığını ve birlikte birçok projede yer aldıklarını belirterek, örgütle ilişkisi olduğuna dair herhangi bir bilgi veya gözlemi olmadığını söyledi.
Siyasi Tepkiler ve Geniş Katılım
Duruşmayı takip edenler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda partili bulunuyordu. Özel’in adliyede yaptığı kısa açıklamada, yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini vurgulaması dikkat çekti. CHP kanadı, Özer’in siyasi bir komployla hedef alındığını savunuyor.
Öte yandan AK Parti cephesi ise, bu tür iddiaların hafife alınmaması gerektiğini, terör örgütleriyle doğrudan veya dolaylı temasın hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini belirtiyor.
Kent Uzlaşısı Stratejisi ve Siyasetteki Yansımaları
İddianamede dikkat çeken bir diğer unsur da “Kent Uzlaşısı” stratejisine yapılan vurgu oldu. Savcılık, PKK/KCK’nın batı illerinde daha yumuşak ve meşru bir siyasi kimlikle varlık göstermeyi hedeflediğini, Ahmet Özer’in de bu strateji çerçevesinde Esenyurt’a yönlendirildiğini öne sürüyor.
Bu kapsamda Özer’in, örgütün üst düzey yöneticileri tarafından yönlendirildiği, söylem ve siyasi pozisyonlarını da bu stratejiye göre şekillendirdiği ileri sürülüyor.
Sonuç: Tahliye Kararı, Yeni Bir Yargı Sürecinin Başlangıcı mı?
Ahmet Özer hakkındaki tahliye kararı, hukuki sürecin sadece bir durağı. Her ne kadar "terör örgütü üyeliği" dosyasından geçici olarak özgürlüğüne kavuşsa da, yolsuzluk ve suç örgütü üyeliği iddialarından kaynaklı yeni dosyalar nedeniyle cezaevinden çıkamayacak.
Bu karmaşık süreç, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi düzlemde de çokça tartışılacak gibi görünüyor. CHP, bu davaların bir tür siyasi operasyon olduğunu savunurken; iktidar çevresi bu tür ilişkilerin şeffaf biçimde yargılanmasının şart olduğunu dile getiriyor.
Türkiye kamuoyu, hem yargı sürecinin gidişatını hem de siyasi gelişmeleri dikkatle izlemeye devam ediyor. Ahmet Özer’in önümüzdeki duruşmalarda nasıl bir savunma yapacağı ve yargının nasıl bir tutum alacağı merakla bekleniyor.